Kodlama öğrenmeye neden, nasıl başladım?

Bir sinemacı olarak kodlama işlerine nasıl bulaştım, nasıl başladım, neden başladım?



Şu başlığı yazmak bile garip geliyor bana. Neden mi? 36 yaşında güzel sanatlar fakültesi mezunu, hayatı boyunca başka işte çalışmamış bir sinemacı ve reklamcıyım çünkü. Fikir bulmaktan, çekime, animasyona kadar pek çok şeyden anlarım ama hayatım boyunca hiç kod öğrenip de kendimi bu alanda eğiteceğimi düşünmezdim. Gel gör ki hayat ve kişisel merak insanı bol sürprizli alanlara götürüyor. Açıkçası bundan şikayetçi olduğumu da söyleyemem. Dedim ya kişisel merak, başa bela.

 

Kısa İyidir’le gelen mecburiyetler

Öğrencilik döneminde kendi kendime başladığım bir blogtu Kısa İyidir. Zaman içerisinde nasıl oldu da bu kadar evrildi inanın ben bile takip edemedim. Uzun uzun onun hikayesini anlatmayacağım ama hazır sistemler üzerinden başlayan bu yolculuğum bir anda büyüdü ve önüme konulmuş “al bunları kullan adam olana çok” denen dandik seçenekler yetmemeye başladı. Bir sonraki aşama kendi sitemi oluşturmaktı, o dönemde setlerden işlerden fırsat buldukça araştır — dene — olmadı — bir daha dene — tamam oldu şeklinde ilerleyen bir dizi aşamayla kendi kendime paylaşımlı bir server ayarlayıp, Wordpress tabanlı, görsel olarak biraz eli yüzü düzgün bir sayfa oluşturdum. Kodla olan ilişkim az önceki dizilimde olduğu gibi ilerledi. Kendimce eksik olan şeyleri, hataları araştırıp ne yapmam gerektiğine dair bir fikir edinip onları kendime göre evirip çevirerek, deneyip yanılarak düzeltiyordum. Temel düzeyde pek çok şey de öğrendim ama ufak parçalar halinde edindiğim bu bilgiler temele ve bütüne oturmadığı için ya bağımsız olarak işe yaramadılar ya da unutulup gittiler. Sonuçta ben sinemacıyım, ne diye aklımda tutayım ki kod mod değil mi? Öyle ya lazım olunca internetten istediğim cevabı buluyorum zaten?(!) Bir süre için itiraf etmeliyim güzel de idare etti.

Yıl geldi 2016'ya. Kısa İyidir iyice büyüdü. İşime, hayatıma Steven J. Selçuk katıldı. İşin web development kısmında benden çok ileride, ohh keyfime diyecek yok. Bir terslik oluyor anında ona satıyorum işi. Ama iki proje insanı yan yana gelince mevzu orada bitmiyor, öngöremediğim o oldu. Devamlı yeni şeyler üretmeye, projeler geliştirmeye başlayınca işin rengi değişti. Projelerin bazıları sinemayla ilgili bazıları online işlerle. Kimi Kısa İyidir’e yapabiliriz dediğimiz şeyler, diğerleri tamamen bağımsız. Koca koca işler, projeler! E nasıl yapılacak bunlar? Kim yapacak? Bir baktım ki Selçuk’la beraber ufak ufak işin derinliklerine dalmaya başlamışım ben de.

Yakın döneme kadar gene de belli bir mesafede durduğum kodlamayla bu vesileyle yakın ilişkiler geliştirmek ihtiyaç haline gelmişti. Şimdi, 2017'ye geldiğimizde kafadaki işleri, projeleri daha ileriye götürebilmek için daha bir ciddiyetle bu meseleye eğilmeye karar verdim. Önümüzdeki günler ne gösterir, nerelerde tökezlerim, neler öğrenirim, ne kadarını yapabilirim bilemiyorum ama hem ihtiyaçtan hem de gittikçe içime işleyen kişisel meraktan mesafemi azaltıyorum.

Zamanında kendi yaptığım aramalarda, araştırmalarda başlangıç seviyesinde Türkçe kaynağa pek ulaşamadığım için elimden geldiğince de burada öğrendiklerimi, deneyimlerimi yazmaya çalışacağım.

Bakalım neler olacaktı!

Not : Öğrenme aşamasında olan bana, her türlü katkınızı bekliyorum. Eksiklerimi, gediklerimi, hatalarımı ve önerileri söylemekten çekinmeyin.

Sevgiler.

Related Posts