Girişimcilik > Öğrencilik

Girişimcilik, öğrencilikten büyüktür. Bir işe girişmek de eğitim almaktan...



Eğitimci bir aileden geliyorum ve bu hayatımın her anına yansıyor. Herhangi bir konuda öğrenmek istediğim bir şey olduğunda ilk işim o konuyla ilgili eğitimlere, kitaplara bakmak oluyor. Dijital mecra konusunda uzmanlaşmama rağmen, dijital ortamlardaki bilgilere hep biraz kuşkucu bakıyorum. Bu yüzdendir ki "sanatın eğitimi olmaz" (?!) denilen bir alanda, sinemada, zamanında zaten sektöre kıyısından köşesinden girmiş olmama rağmen gidip üniversitesini okudum. Eğitim mühim, eğitimci mühim, gerçek bilgiye ulaşmak mühim benim için anlayacağınız. İş vakti zamanında girişimcilikle ilgili olduğunda da aynı şekilde gelişmişti. Bu alanda eksikliğimi fark edince hemen kendime "bunu en iyi nerede öğrenirim ki ben?" diye araştırmaya başlamıştım. Benim için olması gereken buydu. Aradan yıllar geçti hala eğitim(ler) alıyorum, hemen her gün yeni şeyler öğreniyorum ve bundan inanılmaz keyif alıyorum. Ancak bununla ilgili beni rahatsız eden bir konu da var. Ne zaman girişimcilikle ilgili, STK'larla ilgili projelere denk gelsem çok büyük çoğunluğunda odak nokta "eğitim" oluyor. Ne var bunda değil mi? Aslında ne olduğuna değil, ne olmadığına bakmak lazım. Girişimcilik yok mesela. Her gün mailime, sosyal medya hesaplarıma, cep telefonuma pek çok girişimcilik odaklı mesaj düşüyor. Farklı farklı gruplardan, farklı farklı konularda eğitimler. Girişimciler eğitimden eğitime koşuyor. Aynı satış eğitimini 370. kez, aynı pazarlama eğitimini 80298. aynı networking eğitimini 93. kez, aynı liderlik eğitimini 82792837. kez başka birinden alıyorlar. Ama ne hikmetse hala pek çoğu sosyal medya hesaplarını kullanmaktan, internet sitelerini yönetmekten, ekiplerini yönetebilmekten, yeni biriyle tanıştıklarında kendilerini doğru düzgün tanıtmaktan bile aciz. Bilgilerin güncelliğine bile girmiyorum. Neredeyse çoğunun eğitim aldığı alanlarda dünyadan haberi yok. Nereye gitti bu eğitimler? Eğitimi aldınız bitti mi? Peki gelişmeleri, sektörü, dünyayı takip etmeye ne oldu?

 

Kimi ücretli, kimi ücretsiz. Koş, koş, koş... Hiç bir eğitimi kaçırma! Gelinen sonuç : Girişimcilik = Eğitim

 

Eğitim sistemimizin "bunlar gerçek hayatta ne işe yarayacak yahu?" alışkanlığından mıdır bilinmez, girişimcilerimiz de öğrencilerimiz gibi çoğu zaman uygulamadıkları, uygulamayacakları eğitimlerle zaman kaybediyorlar gibi geliyor bana. Sadece zaman da değil, para da kaybediyorlar üstelik. İşlerini geliştirmek ya da pazarlamalarında kullanmak için harcayacakları zamanı, emeği ve parayı eğitimlere gömüyorlar. İşte bu noktada durum benim için anlamsızlaşıyor. Çünkü girişimci arkadaşlarıma bakıyorum ve o eğitimden bu eğitime, şu etkinlikten bu etkinliğe koştururken işlerini nasıl, ne zaman yapıyorlar anlamıyorum. Öyle ya ben de girişimciyim ve pek öyle kafamı kaldıracak zaman bulamıyorum. Gerçekten üreten insanların çoğu da aynı şekilde. Demek ki bir yerlerde sorun var.

 

Belki de sorun kendimizi yetersiz hissedip, eksikliklerimizi kapatabilmek için panik halde olmamızdan kaynaklanıyor. Özellikle kadın girişimcilerde özgüven çok daha eksik, o yüzden öğrencilik psikolojisi baki. Kayserili sucukçu amca bu kadar eğitime gitmiyor ama işini büyütebiliyorsa bir durup düşünmek lazım. Eğitim önemli bir faktör ama tek faktör değil.

 

Bir işe, projeye, fikre girişmek ve onunla birlikte ilerlemek gerek. Neden? Çünkü girişimcilik > öğrencilik. Her bir girişim, her bir deneyim aylarca aldığınız eğitimlerden daha öğretici. Çok sevdiğim ve ne zaman yavaşladığımı, zaman kaybettiğimi düşünsem aklıma gelen bir laf var :

 

"Yürüyen üç aptal, düşünen üç bilgeden daha çok yol alır."

 

Umarım ilerleyen günlerde girişimcilerde daha belirgin girişkenlikler, girişimcilikle ilgili projelerde de daha çok bunu destekleyecek alanlar görürüz. Umarım artık eğitimler uygulanmaya da konur. Umarım... Aksi halde ülkece girişimciliğimiz stajyerlikten öteye gidemeyecek.

Related Posts